Günlük Piyasa Bülteni

Güncel Piyasa ve Döviz Haberleri 03/06/2020 - Çarşamba

• “Nefes alamıyorum” protestoları her geçen gün biraz daha şiddetlense de, ABD dolarında yaşanan değer kaybı, yatırımcıları getiri arayışına yöneltmeye devam ediyor.
• Dün bu bağlamda, piyasaların klavuz kargası konumunda ABD’nin en büyük 500 şirketinden oluşan S&P500 endeksi, son 3 ayın en yüksek kapanışını gerçekleştirdi.
• Piyasalar açık bir şekilde, virüs sonrası gerek sosyal gerekse de ticari hayatın kademeli olarak normalleşmesini kutluyor.
• Daha 2 ay önce, petrolü stoklayacak yer kalmadığından (talep yetersizliği) fiyatı negatife geçen Batı Tipi Teksas petrolü WTI’ın hatırlıyorsunuzdur. Arz ve talep dengesizliğinin kademeli olarak toparlanması ile Brent cinsi petrolün varil fiyatı 3 ay sonra ilk kez 40 doların üzerine yerleşti.
• Diğer bir taraftan ise, dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere, virüsün vurduğu ABD’de son 10 haftada 41 milyon isşiz ordusu, siyahi bir kişinin göz altında işkence ile öldürülmesi sonrası başlayan ve dozu her geçen gün artan sokak şiddeti, bir noktada ABD büyümesine ilave sekte vuracağından, FED’in yeniden devreye girerek faiz oranını %0-0,25 bandından negatife çekmesi bekleniyor.
• Bu bağlamda, küresel bazda ABD dolarının her şeye karşı değer kaybı gözle görülür bir hal aldı. Bültenimizde son haftalarda belirttiğimiz üzere, dün EUR dolar karşısında 1,12’nin, Sterlin ise 1,26’nın üzerine yükselerek son 3 ayın zirvesini test etti. Altının ons fiyatı 1,730-1,750 dolar ile 2012’den bu yana en yüksek seviyelerde geziniyor.
• Özetlemek gerekirse, major para birimi ve değerli metallerde, dolara karşı değer kazancı belirgin bir hal alınca, USD/TRY kurunda haftalardır beklendiğimiz aşağı yönlü hareket de dün itibarı ile ivme kazandı.
• USD/TRY kuru için, özellikle psikolojik 7 seviyesinin aşılacağının anlaşılması ardından “nerden alınırdan ziyade nerde satılır sorusuna cevap aranmaldır” yönüdeki söylemimizi okuyucularımız hatırlayacaktır. USD/TRY kurunda aşağı yönlü hareketin 6,51 ve belki devamında 6,32 seviyesine kadar devam etmesi oyun planımız içerisinde yer alıyor.
• Mart ayında yaşanan küresel likidasyon eğilimi (ne var ne yok sat dolar al) ile yaşanan çöküşte, borsamızın oldukça ucuzladığını öne plana çıkararak 88 bin seviyesine işaret etmiştik.
• Dün BIST100 endeksi gün içerisinde 108,400 puana kadar yürüyerek önemli bir teknik seviyede durdu. Haftasonu kadar olan zaman diliminde, borsanın tamam mı devam mı sorusuna cevap bulacağız. Diğer bir deyişle 109-110bin seviyesinin üzerine doğru yaşanacak olası bir yükseliş, hareketin ivme kazanmasına neden olabilir.
• Özelikle, Türkiye cephesinde son dönemlerde yaşanan paradigmal değişimi de iyi okumak gerekiyor. Kamu bankaların önderliğinde kredi musluklarının açılması, bunun da ekonomik aktivitenin toparlanmasına yardımcı olacağı, bankaların aktif rasyosunu tutturmak için en kolay yol olan tahvil piyasasına saldırması ile düşen ikincil piyasa faizleri, bireysel müşterilerin dövizle aşkını zorlaştıran yeni önlemler (bsiv, valör…), Londra piyasalarına yurtiçi bankaların TL vermesini sınırlayan BDDK kararı ile oyun dışı kalan yabancı oyuncular, ithal ikameci bir modele geçilmesi ve ithal ürünlere gelen vergi, netice itibarı kur üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturmaya devam edecektir.
• Öte yandan, TL faizin her geçen gün biraz daha aşağıya inmesi ile yatırımcılar da içerde getiri arayışına yöneldi. Bu minvalde, portföylerde, hisse senedi ağırlığının artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle de, bankacılık sektörü dışında, temettü geliri olan ve koronavirüs sonrası döneme uygun şirketlere portföylerde mutlaka yer verilmesi gerektiği yönünde görüşümüzü koruyoruz.
• Madalyonun diğer tarafında ise, kalabalıkların serinliğine kapılmadan, göz ardı edilmemesi gereken başka konular da var! Örneğin, ABD sokaklar yangın yerine dönerken, hisse senedi piyasalarının sadece FED’den beklenen faiz indirimi ile yukarı daha da yukarı sloganı ile yürümesi mantıklı mı sorusuna cevap vermekte biz de zorlanıyoruz.
• Lakin, yaşanan ikilemin ardında, aylardır çok çetin bir sınavdan geçen dünyanın, büyük çapta kontrol altına alınan virüs sonrasında yaşanan normalleşmeyi kutladığı da kesin. Devamında ise, yukarda da izah etmeye çalıştığım üzere, reel ekonomide patlak veren işsizlik sorunana karşı ‘doktorun’ bir kez daha devreye girerek yanılmıyorsam tarihinde ilk kez politika faizini negatife çekmesi bekleniyor.
• Yatırımcılar, ABD-Çin gerginiği veya ABD sokaklarını şimdilik görmezden gelerek, sıfır veya negatif faiz ortamında getiri peşinde koşmaya devam ediyor, edecek gibi de duruyor.
• Türkiye cephesinde hisse senedi piyaslarında doyum nokasına ulaştığımızda, getiri arayışının ikinci safhası gayrimenkul talebine dönüşecek. Lakin, bu getiri peşinde koşma eğilimi (hem içerde hem dışarda) mutlu sonla bitmeyebilir. Filmin sonunda, küresel anlamda hızla büyüyen borçlar bir noktada tekrar hatırlanacak. Reel ekonomideki tahribat su yüzüne çıkacak. O zaman da panzehir olarak altın devreye girecek. Lakin, bu senaryo için acele edilmemeli.
• Özetle, kısa vadede getiri arayışı temel argüman olmaya devam edecek. Küresel hisse senetlerinde bir müddet daha yön yukarı görünüyor. Akabinde, bir üst paragrafta dile getirdiğimiz endişe nedeniyle ‘altın’ devreye girecek.
• Son günlerde, bültenlerimizde grafiksel olarak da gösterdiğimiz üzere, EUR/USD paritesinde sırası ile 1,1115 ve 1,1240 ; GBP/USD paritesinde ise 1,2620 ile tam hedef noktasına geldik. Eğer dolar zayıflığı devam edecekse, analizlerimizi güncelleyeceğiz. Şimdilik haftanın nasıl kapanacağını görmek istiyoruz.
• Bugünün menüsünde, TSİ10:00'da TÜİK tarafından açıklanacak Mayıs ayı enflasyon rakamları bulunuyor. İTO verisi ardından piyasa tahmini olan %1’in üzerinde aylık bir ylık TÜFE artışı ile karşı karşıya kalacağımızı düşünüyoruz.
• ABD endekslerinin geceyi olumlu tamamlaması ardından sabah saatlerinde Asya piyasalarında da pozitif bir tablo ile karşı kaşıyayız.
• Borsa İstanbul’un olumlu bir gün geçireceğini, zayıf dolara paralel USD/TRY kurunda sırası ile (büyük resimde) 6,65, 6,50 ve 6,32 seviyelerinin önümüzdeki gün ve haftalarda hedefleneceğini düşünüyoruz (bu görüşümüzün arkasında uzun bir süredir duruyoruz). Öte yandan, 6,84-6,85 seviyesinde senaryomuz geçerliliğini yitirecektir.