Günlük Piyasa Bülteni

Hazine Bölümü'müzün tecrübe ve birikiminden yola çıkarak Günlük Piyasa Analizleri yapılmakta ve siz değerli yatırımcılar ile paylaşılmaktadır.

Günlük hazırlanan bültenleri otomatik almak için Ad Soyad ve e-Posta adresinizi girerek "BÜLTENE KAYIT OL" demeniz yeterli.

İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 29/01/2018
 
  • Geride bıraktığımız haftanın volatil seyrine rağmen, küresel mali piyasalarda iyimserlik korunmaya devam ediyor 
  • ABD borsaları haftayı rekor seviyelerden tamamlaması ardından yeni hafta da (Asya piyasalarında) göreceli olarak temkinli bir seyri var 
  • ABD’de bir türlü art(a)mayan enflasyon ve bu nedenle FED’in parasal ortamı sıkmayacağı beklentisi, iyimserliğin arkasındaki ana itici güç olarak görülüyor 
  • Ilımlı enflasyon, artan şirket karları ve artan risk iştahını devamını ABD’de bugün açıklanacak PCE enflasyonu belirleyecek 
  • Bu hafta ayrıca, her ayın ilk Cuması olduğu üzere, ABD’de açıklanacak istihdam raporu ve Çarşamba gecesi FED toplantısı önem arz ediyor 
  • Jeopolitik cephede ise TSK’nin Menbiç’e ilerlemesi devam ediyor. Hafta sonu Ankara’dan ABD’ye giden mesajda, Membiç’ten çekilmesini talep edildi 
  • USD/TL kurunda geçen hafta 3,71’li seviyelere kadar gerilesek de, Trump’ın güçlü dolar çıkışına paralel 3,70 seviyesinin altına geçemedik 
  • Orta vadeli biriken risklerin ışığında 3,70 – 3,75 bandı riskli pozisyonların hafifletilmesi; olası görülmesi durumunda ise 3,70 seviyesinin altı ise uzun pozisyon kollanması açısından öne çıkan seviyeler 
  • ABD tahvil faizleri % 2,70 seviyesine dayandı! USD/TL kuru ile ABD tahvil faizleri arasında ciddi bir korelasyon var (bakınız grafikler)

Geride bıraktığımız hafta oldukça hareketli bir seyre sahne oldu. Davos ekonomik zirvesinden akan habereler, küresel piyasalarda aynen yankı buldu. ABD Hazine Bakanı Mnuchin’in zayıf ADB doları çıkışı ardından zaten gerileme eğiliminde olan ABD dolar endeksi, 88 seviyesine ulaşarak son 3 yılın en düşük seviyesine inmesi ardından, dolar endeksinin ters ikizi olan EUR/USD paritesi de 1,2540 seviyesine kadar yükseldi. Benzer bir şekilde, yumuşak bir geçişi (Brexit) fiyatlayan Sterlin’de öngörülerimize paralel 1,4180 teknik seviyesini aşıp 1,4350 seviyesine kadar yükseldi. Doların değer kaybına paralel, içerde de USD/TL kuru 3,71’li seviyelere kadar gevşedi. Lakin, Davos’a ayak basan Trump, Mnuchin’in açıklamalarının adeta 180 derece tersine, güçlü hatta daha da güçlü dolar talep ettiğini söylemesi ile gündem birden değişti. ABD dolar endeksi, 3 yılın dibinden toparlarken, EUR/USD 1,24 ; GBP/USD paritesi ise 1,41 seviyelerinin diplerine kadar geriledi. Haftaya Afrin operasyonunu gölgesinde başlayan ve 3,85 seviyesini test eden USD/TL kuru, hafta içinde dolar zayıflığı ile 3,71’li seviyelere kadar gerilese de, haftanın kapanışı 3,75 civarında oldu. Borsa 100 ana endeksi, risk iştahını tüm iyimserliğini yansıtırcasına, haftayı 121bin puan sınırında tüm zamanların en iyi yüksek seviyesinde tamamladı. Faiz cephesinde ise, tahterevalli misali bir yukarı bir aşağı anlamlı bir değişim göremedik.

Davos’tan akan bilgilerin ışığında, anladığımız kadarı ile, ılımlı seyreden ve hatta bir miktar da olsa artmasına tolere edilecek enflasyonun bile mevcut iyimser havayı sekteye uğratmayacağını anlaşılıyor. İçerde ise, yurtdışı iyimserliğe rağmen kafalar tam olarak net değil. Yurtdışında var olan müthiş risk iştahına Türk mali piyasalarının, bu kadar yüksek faiz sunmasına rağmen sınırlı eşlik ettiğini görüyoruz. Sokaktaki vatandaşın döviz alımları ise hız kesmeden devam ediyor. Hazine, uzun yıllar sıkı bütçe ve net borç ödeyicisi konumundayken, kabaca borç çevirme rasyosu % 80 civarında idi, bugünlerde bu oran % 130 civarında seyrediyor. Petrol fiyatlarında artış ve döviz kurun yüksek seyri Türkiye’nin cari açığına da yaramıyor, enflasyonu indirmeyi zorlaştırıyor. Devam eden OHAL ve başlayamayan normalleşme, ABD ve AB ile ilişkilerin eski çizgiden uzak olması ve batık kredilerin canlı kredilere oranın artmaya devam etmesi, Türkiye’nin zayıflıkları olarak ön plana çıkıyor. Küresel arenada işler bu kadar iyimser ve pembe renkteyken, TL’nin bu müthiş ralliye sınırlı ayak uydurması, düşünmeye değer görüyoruz. Bu bağlamda, Türkiye’nin 2018 yılının ikinci yarısı veya son çeyreğinde piyasalarda başlamaya aday gördüğümüz kar satışları veya ciddi düzeltmeye, üzerinde barındırdığı riskler ile adeta tehlikeli bir viraja zorlu şartlarla girdiğini hissediyoruz. Bu görüşlerin ışığında, USD/TL kurunda, 3,70 – 3,75 aralığının riskli pozisyonların hafifletilmesinde, olası 3,70 seviyesinin altına sarkma durumunda ise uzun pozisyon alınabileceğini öngörüyoruz. Sterlin cephesinde 1,33 – 1,43 hareketinin soluksuz gerçekleşmesi ardından sağlıklı yükseliş için bir miktar düzeltmenin gelebileceğini öngörüyoruz. Piyasalara klavuz olacak ABD 10 yıllık tahvil faizi (doların piyasa faizi) % 2,70 seviyesine dayanarak 2014 yılı seviyelerine döndü. Risksiz faiz olarak görülen ABD faizlerinin artması, piyasalarda tansiyonu artıracaktır!

ABD 10 yıllık tahvil faizleri % 2,70 seviyesine dayandı!

ABD Doları’nın piyasa faizi, % 2,70 seviyesinde dayanarak 2014 yılını ortasından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Faizin yükselmeye devam etmesi, gelişmekte olan ülke borçlanması için iyi bir haber değil. Örneğin, Türkiye’nin 10 yıllık eurobond ihracı, ABD tahvil faizlerinin üzerinde ilave olarak yaklaşık 270 bsp spread ile çıktı. ABD’de faizlerinin artması, Türk eurobondların getirisinin artmasına, fiyatlarının düşmesine neden olacak, borçlanma faizini yukarı itecektir.

15172117722d006f3c0e6139f96319cd1ba58922e3_1_1200.jpg
Kaynak: Reuters

 
ABD 10 yıllık tahvil faizleri ile USD/TL kuru arasında ciddi bir korelasyon var!

151721177384c79794db4c53530c6f554600d9eda9_2_1200.jpg
Kaynak: Reuters

Emre Değirmencioğlu (@emredegirmenci5)
Grup Müdürü • Group Manager
Hazine Bölümü • Treasury Department
Yasal Uyarı: Bu e-postada yer alan yorumlar, kişisel bilgi ve tecrübelere dayanarak ve/veya güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır. Bu yayındaki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan, her ne surette olursa olsun kullanımı olumsuz etkileyecek her türlü sonuçtan dolayı Kıbrıs İktisat Bankası Ltd. ve ayrıca her ne nam altında olursa olsun her ne akitle bağlı olursa olsun her türlü çalışanı ve bu yazının yazarı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz ve/veya bu bilgiler, hiçbir surette gönderenleri ilzam etmez ve/veya sorumlu kılmaz. Kullanan ancak kendi bilgi, inisiyatif ve değerlendirmesi ile hareket etmelidir.