Günlük Piyasa Bülteni

Hazine Bölümü'müzün tecrübe ve birikiminden yola çıkarak Günlük Piyasa Analizleri yapılmakta ve siz değerli yatırımcılar ile paylaşılmaktadır.

Günlük hazırlanan bültenleri otomatik almak için Ad Soyad ve e-Posta adresinizi girerek "BÜLTENE KAYIT OL" demeniz yeterli.

İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 19/10/2017 

Günaydın. Mutlu, huzurlu ve her şeyden önce sağlıklı bir gün olması dileğimle
  • Küresel ekonomiden gelen büyümeyi destekler veriler, düşük faiz ortamı, bol likidite ve bir türlü art(a)maya enflasyon ile birleşerek hisse senedi piyasalarında coşkulu alımları desteliyor
  • Japonya’nin gösterge endeksi Nikkei dün 21 yılın zirvesine yükseldi (örnekleri çoğaltmak mümkün)
  • Dünyada hava bu kadar olumluyken, Türkiye’de ise kafalar diplomatik ve jeopolitik riskler ile biraz karışık
  • Haftaya düzenlenecek yoğun hazine ihaleleri öncesinde (12,7 milyar TL) faiz ve kur cephesinde yön yukarıyı gösterirken, hisse senedi piyasası ise olumlu yurtdışına eşlik etmeye çalışıyor
  • Dün gün boyu ABD ile cereyan eden vize husumetine yönelik müzakerelerden gelen haberler Türk Mali piyasalarını meşgul etti. Netice: Kafalar biraz karışık, görüş ayrılıkları devam ediyor
  • Yurtdışı olumlu havaya rağmen TL ve TL cinsi yatırım araçlarında görünüm pek olumlu değil. Dışarda havanın bozması durumunda, içerde TL’nin ilave satış baskısına maruz kalması kaçınılmaz görünüyor
  • USD/TL kurunda, 3,6540 / 3,6650 seviyesinin üzerinde 3,73 hedefimizi korumaya devam ediyoruz

Dün Türk Mali piyasalarında karmaşık bir seyir yaşandı. ABD ile yaşanan vize krizi, diplomasi cephesinde yaşanan sıkıntılar, bugün başlayacak AB Liderler zirvesi, Kuzey Irak, Suriye operasyonu derken, kur cephesinde son 10 günlük zaman diliminde 3,6160 – 3,9220 bandında yaşanan sert gidiş gelişler, kırılganlığın da açık bir göstergesi oldu. Sert dalgalanmaların son günlerde daha dar bir bant olan 3,6250 – 3,6650 arasında sıkışması ardından, kurun yönünü yukarıya çevirdiği yönünde hissiyatımız da bir kademe daha artmış oldu. Bir tarafta ABD cephesinde Aralık ayına yönelik % 90 ihtimalle fiyatlanan faiz artırım, öte yandan kendi adı ile Merkez Bankacılığı literatürüne girmiş duayen iktisatçı Prof. Taylor’un FED’in Şubat ayında görev süresi dolacak Başkan Yellen yerine atanacak kişi olmasına yönelik ihtimallerin arttığı bir dönemde, Doların küresel olarak değer kazanmasına, içerde yaşanan sıkıntılar eklenince, Türk Mali piyasaları iyimser yurtdışı piyasalardan negatif ayrışmaya başladığını görüyoruz. Dün bültenimizde söz ettiğimiz üzere, Taylor Kuralı olarak bilinen iktisat teorisi, enflasyonun hedeften sapması durumunda, faiz oranlarının hangi katsayı ile artırılacağına yönelik bir hesaplamadan ibaret. St. Louis FED’in yaptığı araştırmaya göre, % 1-1,25 bandında olan faizlerin Taylor kuralına göre % 3 seviyesinin üzerinde olması gerektiği yönünde hesaplama, ister istemez Taylor ismini şahin bir isim olacağı ihtimali ile perçinlenerek doların elini kuvvetlendiriyor. Her ne kadar bu yılının Aralık ayına yönelik 25 baz puan faiz artırımı fiyatların içerisine girse de, 2018 yılına ait 3 kez faiz artırımı piyasalar tarafından şu anda fiyatlamıyor. Gerçekleşen enflasyonun FED’in faiz artırım beklentisini açıkça desteklemediğin görüyoruz. Bu nedenle, hazır dünyada bol, uzun vadeli ve ucuz paranın getirdiği risk alma iştahı devam ederken ve bu olgunun düşük enflasyon ve yavaş hareket eden merkez bankaları beklentisi ile birleşirken, son günlerde önde gelen hisse senetlerinin rekor kırmasına artık şaşırmıyoruz. Mesela, Japonya’ın Nikkei endeksi dün 21 yılın zirvesine yükseldi. Benzer bir şekilde Almanya’nın DAX endeksi ve Güney Kore’nin Kospi endeksleri de tüm zamanların rekorunu kırdı. Eminim ki bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Lakin sistemde deli boyutlara ulaşmış bir likidite var. Dünyada büyüme kıpırdanıyor, enflasyon ise düşük. Paradan para kazanmanın en doğru zaman olduğuna inanan piyasalar, risklere gözlerini kapatarak getiri peşinde koşmaya devam ediyor. Dünyada hisse senedi rallisi yaşanırken, içerde Borsa İstanbul’un da bu sürece kayıtsız kalmasını beklemek doğru olmayacaktır. Dün bu minvalde, Borsa Istanbul gün içerisinde hareketli bir seyir yaşsa da, günü % 0,1 oranında düşüşle tamamladı. Faiz cephesinde haftaya düzenlenecek 6 ayrı ve 12,7 milyar tutarında yoğun ihale takvimi öncesinde yön satıcılı olurken, kur cephesinde ise gün boyu 3,6630 – 3,6870 arasında salınım yaşandı. Özellikle, ABD heyeti ile vize konusunda yapılan müzakerelere yönelik haber akışı piyasaların seyrini etkiledi. Cumhurbaşkanı sözcüsü Sn. Kalın sürecinin olumlu yönde ilerlediğini söylese de, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun açıklamaları “dayatmalara boyun eğmeyeceğiz” yönünde olarak piyasalara farklı farklı sinyaller iletti. ABD heyetinden gelen taleplerin 4 başlıkta toplandığını görüyoruz. Elçilik çalışanlarının göz altına alınmasına ilişkin somut kanıt, öncesinde elçiliğe bilgi verilmesi, gözaltı kararları neden olan hususların şahsi mi ya da ABD’nin bilgisi dahilinde bir konu mu olduğunu araştırılması, ABD’nin bilgisi dahilinde ise suç sayılmaması. Bu maddelerde anlaşılan, konun sadece vize boyutu ile olmadığı, ABD ile sürecin diplomasi bağlamında da sıkıntılı bir patikada ilerlediğine işaret ediyor. Konunun sanıldığı kadar süratli çözüm bulamayabileceğini düşünüyoruz. Gelinen noktada, gerek içsel gerekse dışsal faktörlerin ışığında kur cephesinde volatilitenin artabileceğini göz ardı etmiyoruz. Bu nedenle, yatırımcıların temkinli olmasını önermeye devam ediyoruz.
 

Yeni gün başlangıcında yurtdışı kaynaklı iyimser hava korunmaya devam ediyor. ABD borsaları geceyi yeni rekorlar ile tamamlarken, Asya piyasalarında ılımlı seyir dikkat çekiyor. Öte yandan, gelişmekte olan ülke para birimlerinin seyrine ışık tutan ABD’nin 2 yıl vadeli tahvil faizlerinin getirisinin % 1,56 seviyelerine yükselmesi (Kasım 2008’den bu yana en yüksek seviye) ve yeni FED Başkanı’nın daha sıkı bir para politikası izleyebileceğine yönelik endişe de piyasaları rahatsız etmeye devam ediyor. İngiltere’den son günlerde gelen veriler kafaları karıştırmaya başladı. Yıllık enflasyon % 3 artarken, gelirlerin % 2,1 ile daha az arttığını görüyoruz. Brexit konusu tam bir benzetme ile arap saçına dönerken, kuvvetlenen doların da etkisi ile GBP/USD paritesi dün 1,3150 seviyelerine kadar gevşemesi ardından yeniden 1,32’nin üzerine attı. 1,3250 seviyesinin geçilip geçilmeyeceğine yakından bakacağız. Bu minvalde bugün İngiltere’de TSİ11:30’da açıklanacak perakende satışlar verisi yakından takip edilecektir. Öte yandan, Katalonya'nın bağımsızlık referandumu sonrası gelişmelerin baskısı altında kalan EUR, doların da kuvvetlendiği bir ortamda, 1,17 seviyelerine doğru yönelse de, yeniden bu sabah 1,18 seviyesine toparladığını görüyoruz. İspanya Başbakanı Rajoy, bağımsızlık girişiminden vazgeçilmesi için Katalan yönetimine Perşembe gününe kadar süre vermişti. Aksi halde Madrid hükümeti bölgenin siyasi özerkliğini iptal ederek merkezden yönetime alabilecek. Süre bugün doluyor. Gelişmeleri yakından takip edeceğiz. Günün ikinci yarısında ABD’de açıklanacak işsizlik maaşı başvuruları ve Philadelphia FED endeksleri takip edilebilir. Borsa cephesinin sınırlı da olsa yurtdışı iyimserliğe ayak uydurabileceğini düşünüyoruz. Yoğun ihaleler öncesinde ikincil piyasa faizlerinde yükseliş yönünde eğilim devam edebilir. Kur cephesinde ise dalga boyunun yüksek seyretmeye devam edeceğini düşünüyoruz. USD/TL kurunun 3,6540 / 3,6650 seviyesinin üzerinde kalması koşulu ile yönün yukarı olacağını ve ilk etapta 3,73 seviyesinin radar menziline gireceğini düşünüyoruz.

 

Emre Değirmencioğlu (@emredegirmenci5)
Grup Müdürü • Group Manager
Hazine Bölümü • Treasury Department
Yasal Uyarı: Bu e-postada yer alan yorumlar, kişisel bilgi ve tecrübelere dayanarak ve/veya güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır. Bu yayındaki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan, her ne surette olursa olsun kullanımı olumsuz etkileyecek her türlü sonuçtan dolayı Kıbrıs İktisat Bankası Ltd. ve ayrıca her ne nam altında olursa olsun her ne akitle bağlı olursa olsun her türlü çalışanı ve bu yazının yazarı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz ve/veya bu bilgiler, hiçbir surette gönderenleri ilzam etmez ve/veya sorumlu kılmaz. Kullanan ancak kendi bilgi, inisiyatif ve değerlendirmesi ile hareket etmelidir.