Günlük Piyasa Bülteni
Hazine Bölümü'müzün tecrübe ve birikiminden yola çıkarak Günlük Piyasa Analizleri yapılmakta ve siz değerli yatırımcılar ile paylaşılmaktadır.
Günlük hazırlanan bültenleri otomatik almak için Ad Soyad ve e-Posta adresinizi girerek "BÜLTENE KAYIT OL" demeniz yeterli.
Güncel Piyasa ve Döviz Haberleri 16/07/2025 - Çarşamba
Küresel borç $320 trilyon: Faizler yükselirse likidite krizi kapıda mı?- Türk mali piyasalarının tatil nedeniyle sessiz olduğu dünkü günde, ABD'de açıklanan TÜFE enflasyonu yakından takip edildi. Haziran ayında tüketici fiyatları, ithalata uygulanan yeni tarifelerin etkisiyle beklenenden bir tık da olsa hızlı yükseldi. Resmî verilere göre, çekirdek enflasyon (gıda ve enerji hâriç) yıllık bazda %2,9 ile beklentilerin hafif altında kalsa da, manşet enflasyon %2,7’ye yükseldi. Özellikle ev eşyaları, oyuncaklar, spor malzemeleri gibi Çin'den ithal edilen ürünlerdeki hızlı fiyat artışlarının, tarifelerin perakende fiyatlara 'geçmeye' başladığını gösterdi.
- Haziran sonuçları, FED’i en az birkaç ay daha temkinli kalmaya devam edeceğine işaret ederken, faiz indirimi ihtimali eylülde hâlâ masada üzerinde dursa da, sene sonuna kadar toplam indirim beklentisinin 43 baz puana kadar gerilediğini görüyoruz! FED Başkanı Powell'ın yaz aylarını enflasyon görünümü açısından kritik olarak nitelemesi ve Boston FED Başkanı Collins’in tarifelerin hem büyüme hem de istihdam üzerinde baskı yaratabileceği uyarısı, faiz indirimi beklentilerini zayıflattı. Trump ise fiyatların hâlâ düşük olduğunu savunarak FED’e faiz indirimi çağrısını yineledi.
- Hazine Bakanı Bessent, FED Başkanı Powell'ın görev süresinin 2026 Mayıs ayında biteceğine işaret ederek, gölge bir başkan atamak suretiyle FED'i baskı altına almaya çalıştıklarını da not edelim. Trump'ın da FED Başkanı Powell üzerinde söylem olarak tam saha baskı yaratmaya devam ettiğini görürken, FED'in 30 Temmuz'da olağan toplantısı olduğunu da not etmek gerektiğini düşünüyoruz. Pekâlâ Trump ne istiyor? Trump bir iş adamı ya da pragmatik bir tüccar olarak, tarife savaşları ile ekonomiye destek vermeye çalışırken, FED'in de elini taşın altına koyamasını talep ediyor. Bu minvalde, üretimi tekrar Amerika'ya döndürmeye çalışan Trump, düşük faiz oranı, ya da düşük kredi faizi ile yatırımın ve istihdamın önünü açmak, fabrika çarklarının ise dönmesini talep ediyor. FED'in ise kanunen görevi tam istihdam ve fiyat istikrarı. Hatırlanacağı üzere, politika faizini 14 ay gibi uzun bir süre %5,25 seviyesine sabit tutan FED, geç kaldığı endişesi ile eylül ayında yarım puan indirmesi ardından, kasım ve aralık aylarında çeyrek puanlık iki indirim daha yapmış sonrasında ise ocak, mart ve mayıs toplantılarında faizleri sabit tutmuştu.
- Dünyanın merkez bankalarını bir uçağa benzetsek, bu uçağın da kokpitinde FED'in kaptan pozisyonunda oturduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Lâkin, Trump yönetiminin FED'in bağımsızlığını tehlikeye atacak söylemleri, Amerikan finansal varlıkları üzerinde büyük bir tehdit olarak durduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Hatırlayınız, bu gelişmeyi veya beklentiyi fiyatlayan piyasalar, doların önde gelen para birimlerine göre değerini gösteren sepet kur DXY yılın ilk altı ayında %10'dan fazla gerileyerek 1973 yılından bu yana en kötü performansına imza atmıştı!
- Dün, küresel tahvil piyasalarına ilişkin haber akışı yeniden dikkatleri bu cepheye çekti. İngiltere’de kamu maliyesine yönelik endişelerle bir süredir yükseliş eğiliminde olan tahvil faizlerine, son günlerde Japonya'da 30 yıllık tahvil faizi de eşlik etmeye başladı. Dünkü işlemlerde Japon 30 yıllık tahvil faizi %3,2250 ile zirve seviyelere ulaşırken, ABD 30 yıllık tahvil faizi de benzer şekilde son altı haftanın en yüksek (%5) düzeyine tırmandı (bakınız grafik). Bu gelişmeleri değerlendirirken, küresel çapta yalnızca devlet tahvili piyasasının büyüklüğünün yaklaşık 80 trilyon dolar, toplam borç stokunun (hanehalkı, şirketler ve kamu) ise 320 trilyon dolar düzeyinde olduğunu; bunun da küresel GSYH’nin yaklaşık %330’una denk geldiğini unutmamak gerekir. Böyle bir borç yükü karşısında tahvil faizlerindeki sert yükselişin bir noktada likidite paniğine dönüşme riski, küresel finansal sistem açısından kayda değer bir tehdit oluşturabileceğini göz ardı etmiyoruz. Öte yandan, artan faiz oranları, kamu yatırımları önünde büyük bir engel olarak dururken, büyüyen bütçe açıkları da mali istikrar açısından göz ardı edilmemesi gereken bir diğer kırılganlık kaynağı olarak öne çıkıyor.
- Avrupa Birliği, Trump’ın 1 Ağustos’tan itibaren uygulamaya koymayı planladığı %30’luk ek gümrük tarifelerine karşı misilleme hazırlığında olduğunu okuyoruz. Brüksel, 84 milyar dolarlık ABD menşeli ürünlere -uçak, otomobil, tarım ve içki ürünleri dâhil- tarife uygulama planını üye ülkelerle paylaştı. AB yetkilileri bu seviyedeki tarifelerin transatlantik ticareti fiilen durdurabileceğini belirtiyor. Trump’ın karmaşık müzakereler yerine net oranlı tarifeler yaklaşımı ise küresel ticaret sisteminde daha fazla belirsizlik yaratıyor. Dolar endeksi (DXY) yukarıda değindiğimiz üzere ilk altı ayda 'tarih' yazarken, Temmuz ayında bir nebze de olsun toparlama kaydetti. EURUSD paritesi bu sabah 1,16 seviyelerinin kıyısında işlem görürken, kraliyet aslanı sterlin ise istihdam piyasalarından gelen olumsuz haberlere karşı İngiltere Merkez Bankası'nın faiz indirimine gideceği beklentisi ile 1,3380 seviyesine gerilemek suretiyle son iki ayın en düşük seviyesinde salınıyor.
- Türkiye cephesinde ise TCMB Başkanı Karahan'ın stopaj artışı sonrasında yurtiçi yerleşiklerin döviz talebinin artması durumunda faiz indirimlerinde daha temkinli bir seyir izleyecekleri yönünde haber, tahvil faizlerinde iyimserliği törpülerken, hâliyle faiz indirimin yarayacağı beklentisi ile şaha kalkan bankacılık hisseleri üzerinde de baskı kurmuştu. USDTRY kuru dün elektronik işlemlerde TCMB'nin kontrol sahasında ve 40,20'li seviyelerde kalmaya devam ederken, CDS risk primi de önemli bir değişim kaydetmeden 290 baz puan seviyesinde yatay bir seyir izledi. Geniş bir açıdan bakarsak, geride bıraktığımız sene, yerel seçimler ardından TL lehine açtığımız uzun pozisyonlarımızı korumaya devam ediyoruz. TL'nin 2024 yılında dolar karşısında sergilediği mükemmel performans (reel getiri) 2025 yılında aynı nobranlıkla devam etmese de, senenin geriye kalan kısmında da TL'de kalmaya devam edeceğiz.
- Küresel mali piyasalarda manşetleri bir dakika olsun kimseye kaptırmak istemeyen Trump'ın açıklamaları moral bozsa da, açıkcası piyasalar artık kendisinin bir müzakereci olduğunu inanarak eskisi kadar açıklamalarından da etkilenmediğini görüyoruz. ABD borsalarında sanayi endeksi Dow geceyi %1'e yakın düşüşle tamamlarken, bu sabah Pasifik'in diğer ucunda ise karmaşık bir tablonun hâkim olduğunu görüyoruz. 20 Temmuz tarihinde üst meclis seçimleri öncesinde temkinli seyir izleyen gösterge endeks Tokyo borsası yatay bir seyir izlerken, Kore borsası %0,6 oranında düştü, Tayvan borsası ise %1 yükseldi. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de hafif de olsa kırmızı renk dikkat çekiyor.
- ABD'de TÜFE verisi ardından faiz indirimi beklentilerinin azalması, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin son bir ayın en yüksek seviyesine çıkmasına neden oldu. Doların elinin güçlenmesi ile YEN değer kaybederken Nisan’dan bu yana en yüksek seviye ulaştığını görüyoruz. Japonya'nın gösterge endeksi Nikkei teknoloji hisseleri sayesinde yatay kalırken, Güney Kore ve Avustralya borsaları %0,6 oranında geriledi. Hong Kong ve Tayvan piyasaları ise teknoloji öncülüğünde pozitif ayrıştı. Brent petrol fiyatları 70 dolar seviyesinin altında yatay seyrederken, altının ons fiyatı 3,340 dolar seviyelerinde önemli bir değişim kaydetmedi. Bitcoin hafta başın göre %6 geri çekilmesinin ardından bu sabah yaklaşık %1 yükselişle yeniden 118bin dolar seviyesine yaklaştı. Hatırlanacağı üzere hafta başı 123bin dolar ile tarihî zirvesini test etmişti. Göz bebeğimiz gümüş ise benzer bir şekilde 39 dolar seviyesinin üzerine yükselmesi ardından 38 dolara geri çekildi. Kısa vadede 'gürültüden' uzak durarak, dolar sistemine baş kaldıran altın ve bitcoini, sanayide arz eksikliği hissedilen ve altına göre çok ucuz kalan gümüşü portföylerimizde tutmaya devam edeceğiz. Yolun uzun olduğunu ve yatırımın sabır gerektirdiğini de unutmadan....
- Gözler bugün ABD'de açıklanacak üretici enflasyonu (PPI) ve büyük ABD bankalarının açıklayacağı bilançoları yakından takip edecektir.
*30 Yıllık Faizler (sene başına göre)

Emre Değirmencioğlu (@emredegirmenci5)
Grup Müdürü • Group Manager
Hazine Bölümü • Treasury Department
Yasal Uyarı: Bu e-postada yer alan yorumlar, kişisel bilgi ve tecrübelere dayanarak ve/veya güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır. Bu yayındaki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan, her ne surette olursa olsun kullanımı olumsuz etkileyecek her türlü sonuçtan dolayı Kıbrıs İktisat Bankası Ltd. ve ayrıca her ne nam altında olursa olsun her ne akitle bağlı olursa olsun her türlü çalışanı ve bu yazının
yazarı
hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz ve/veya bu bilgiler, hiçbir surette gönderenleri ilzam etmez ve/veya sorumlu kılmaz. Kullanan ancak kendi bilgi, inisiyatif ve değerlendirmesi ile hareket etmelidir.