Günlük Piyasa Bülteni

Güncel Piyasa ve Döviz Haberleri 14/10/2024 - Pazartesi

• Geride bıraktığımız haftanın ikinci yarısında siz değerli okurlarımızdan uzak kaldık. Kanaatimizce, ABD'de piyasa tahminlerinin üzerinde sonuçlanan Eylül ayı enflasyon rakamları sonrası iki ayın en yüksek seviyesine gelen ABD 10 yıllık tahvil faizi, paralelinde, FED cephesinde yükselen "acaba faizleri indirmesek mi" tartışmalarının yanı sıra, pandemide bu yana Çin'in açıkladığı en agresif teşvik paketinin yarattığı kuvvetli alımların yerini bir miktar belirsizliğe terk etmesi, adeta piyasaların seyrini tayin etti.
• Şöyle ki, Çin Merkez Bankası’nın yarattığı iyimserlikte son üç haftada neredeyse %40 yükselen Şangay'ın gösterge endeksi CSI300, yaşanan ilk coşku ardından yerini, bu politikaların büyümeyi yeniden canlandırmak için yeterli olup olmayacağına dair endişelere terk ederek haftanın son üç iş gününde %13 düşüş kaydetti. Hatırlanacağı üzere, daha önce de bültenlerimize değinmiştik, dünya pastasından istediği payı alamayan ve büyümesi ivme kaybeden Çin, bir zamanlar düşmanlarından korunmak için ördüğü Seddin bu sefer kendisine karşı örüldüğünü görmesi (ülkelerin kendi sanayilerini korumak için uyguladığı gümrük vergileri) sonrası içeride var olan 1,4 milyar insanı tüketime teşvik edecek politikalar izlemek koşulu ile tekrar büyüme çalıştı. Lâkin, arzuladığı büyümeyi yine yakalamayan Çin, karşısında trilyon doları bulan emlak batıkları (Evergrande'yi hatırlayacaksınız) veya zombi şirketleri ayakta tutmak adına yeni teşvikler vermeye çalışıyor.
• Çin cephesinde cereyan eden gelişmelerin yanı sıra, ABD cephesinde FED'in orta vadeli enflasyon hedefi olan %2'ye manşet rakamın oldukça yaklaşmasına rağmen çekirdek (kontrol edilebilir enflasyon) rakamın yüksek seyretmesi, piyasaların kafasını karıştırdı. FED'in faiz indirim potansiyelini azaltan son dönemde açıklanan istihdam ve enflasyon verileri ardından FED'in oy hakkına sahip üyesi Atlanta Başkanı Bostic'in Kasım ayında faiz indirimlerinden vazgeçme ihtimalini gündeme getirmesi sonrası 10 yıllık gösterge devlet tahvilinin getirisi %4,10 seviyesine yükselince (geçen hafta %3,70 seviyesinde idi), faiz getirisi olmayan kıymetli metallerde değer kazancı geçen hafta ortası durdu. Faiz ile ters korelasyona sahip altının ons fiyatı 2,600 dolar seviyesinin kıyısına kadar gelmesi sonrası, jeopolitik riskler nedeniyle hafta sonu riskini almak istemeyen yatırımcıların talebi ile haftayı 2,655 dolar seviyesinden tamamladı. Benzer bir şekilde, mahallenin serseri çocuğu olarak adlandırdığımız (düşüşü de yükselişi kadar sert) gümüş, neredeyse 30 dolar seviyesini test etmesi ardından benzer bir şekilde 31,50 dolar seviyesine yükselerek haftayı tamamladı. 
• ABD'de ekonominin büyümeye devam etmesi, enflasyonun yavaş da olsa düşmesi ve istihdam piyasasında korkulan senaryoların gözlemlenmemesi ardından en büyük 500 şirketinin işlem gördüğü (en geniş tanımlı ABD borsa endeksi) S&P500 haftanın son iş gününü %0,6 yükselişle tüm zamanların yeni zirvesinden tamamlarken, 2024 yılı genelinde ise 44 rekor kapanış gerçekleştirdiğini de yeri gelmişken not edelim. Bu yükselişin ana etkenleri arasında teknoloji sektöründeki güçlü performans ve ekonomik iyimserlik yer alırken, yılın başından bu yana endeks %22'ye yakın değer kazandı.
• Piyasaların coşkulu fiyatlamayı çok sevdiklerini de yeri gelmişken itiraf etmemiz gerekiyor. Şöyle ki, sene başı FEDden altı kez faiz indirimini tartışması sonrası bir ara 2024 için faiz indirimi ön görmeyen piyasalar, bu sefer hızlıca 50 baz puan indirimlerinin büyüsüne kapılması sonrası güçlü gelen veriler ardından ABD başkanlık seçimlerinden iki gün sonra düzenlenecek olağan FOMC toplantısından 25 baz puan indirime %90 ihtimal tanımaya başladı. Hafta ortası açıklanan FED'in bir önceki toplantısının tutanaklarında 50 baz puan faiz indirimi hususunda tartışma olduğunu ve bazı üyelerin 25 baz puan indirimi tercih ettiğini görsek de, kuvvetle muhtemel başını Başkan Powell'ın çektiği bir grup, FED'in geçen sefer olduğu üzere politika hatası yaparak tepki çekmemesi adına, önden yüklemeli de olsa 50 baz puan indirimi tercih ettiklerini düşünüyoruz. 7 Kasım'da FED'in piyasa tepkisi çekmemek veya öngörülebilir olmak adına 25 baz puan faiz indirimine soyunacağını düşünüyoruz.
• ABD tahvil faizlerinde yaşanan yükseliş veya Çin borsalarında yaşanan satışların gölgesinde son dönemlerin en kötü performansını gösteren hisse senedi endeksi olan Borsa İstanbul Cuma gününü de %1 düşüşle tamamlarken, endekste tepeden düşüş (neredeyse son üç ayda) %21 seviyesini aştı. Teknik bir bakış açısıyla, kabaca 8,840 seviyesinde bulunan desteğin tutmaması durumunda, daha da aşağıda 7,250 seviyesine kadar büyük bir boşluk olacağını düşünüyoruz. Faiz hadlerinde gevşeme olmadan Türk hisse senetlerinin yüzünü yukarı çevirmesi de zor olacak gibi görünüyor. Hisse senetlerinde satıcılı seyir korunurken, ABD tahvil faizlerinin yukarıya gitmesi, Türk eurobondlarının fiyatları üzerinde de aşağı yönlü baskı kurdu (faiz ve fiyatın ters orantılı olduğunu not edelim). USDTRY kuru olması gerektiği gibi ağır çekimde kuzeye ilerleyerek 34,30 seviyesine yaklaşırken, TCMB piyasa katılımcılar anketine göre yıl sonu USDTRY kuru beklentisi 37,16'dan 36,63'e seviyesine geriledi. CDS risk primi 267 baz puan seviyesinden haftayı tamamlarken, Cuma günü açıklanan cari işlemler dengesi alışılmadık derecede ve yüksek bir tutarda 4,3 milyar dolar fazla verdi. TCMB verilerine göre, 10 Ekim tarihi itibariyle swap ve kamu dövizleri hâriç net rezervler ise +27,4 milyar dolar seviyesine yükselerek neredeyse son üç yılın zirvesinde yer aldı(Haziran 2023: -77 milyar dolar).
• Sıkı para politikası korunmaya, ekonomi ise soğumaya devam ederken, enflasyonun istenilen düzeyde gevşememesi ya da enflasyonla savaşta tüm yükün TCMB'nin omuzların terk edilmesi sonrası izlenen politikaların enflasyonla mücadelede başarılı olup olmayacağı noktasıda devam eden tartışmaların gölgesinde TCMB'nin ne zaman faiz indireceği sorusunun da üst perdeden tartışılmaya devam ettiğini bir ortamda açıklanan makro ekonomik veriler ekonomide 'soğumanın' devam ettiğini gösteriyor. Büyümenin öncü göstergesi olan PMI verilerinin işaret ettiği üzere sanayide çarkların durma noktasına geldiğini teyit eden verilerin de artmaya devam ettiğini görüyoruz: Cari işlemler verisinin fazla vermesinden de anlaşılacağı üzere, sanayi üretiminin de Ağustos'ta yıllık %5,3 daralma kaydetti.
• Yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarında ılımlı bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Geçen ay dolar başına 139 seviyesine kadar güçlenen Japon Yen'i, yeni başbakanın faiz artırımını savunmamasına paralel yeniden değer kaybetmeye başlayarak bu sabah 149 seviyesine kadar gerilediğini görüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası, ihracat odaklı ekonomisi nedeniyle zayıf YEN'den destek bularak %0,6 yükselirken, Şangay ve CSI300 endekslerinin ise %1,2'den fazla yükselişle başı çektiğini görüyoruz.
• ABD doları, geçtiğimiz hafta tüketici fiyatlarının Eylül ayında beklenenden biraz daha fazla arttığını gösteren veriler ve son ekonomik verilerin de işgücü piyasasındaki güçlenmeyi vurgulamasının ardından, 7 Kasım toplantısına yönelik beklentilerin 25 baz puan faiz indirimi etrafında şekillenmesi ile, bir dizi para birimi karşısında dolar (DXY) 103 seviyesine gelerek neredeyse son iki ayın en yüksek seviyesinin yakınlarında işlem görüyor. Üç hafta önce 1,34 seviyesinin üzerine yükselen Sterlin 1,3050 seviyesine gelirken, 1,12 seviyesini aşan EUR da benzer bir şekilde 1,09 seviyesinin eteklerine kadar geriledi. İngiltere'de enflasyon, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) ise faiz oranı kararı Perşembe günü açıklanacak. Piyasalar ECB'den 25 baz puan faiz indirimi bekliyorlar. Türkiye'de de Perşembe günü TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı var. Faizlerin sabit tutulmasına sıkı duruşun ise korunması kesin gözüyle bakılırken, karar metninin satır aralarında verilecek mesajlar önemle takip edilecek.