Günlük Piyasa Bülteni

Hazine Bölümü'müzün tecrübe ve birikiminden yola çıkarak Günlük Piyasa Analizleri yapılmakta ve siz değerli yatırımcılar ile paylaşılmaktadır.

Günlük hazırlanan bültenleri otomatik almak için Ad Soyad ve e-Posta adresinizi girerek "BÜLTENE KAYIT OL" demeniz yeterli.

İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 25/10/2017 

Günaydın. Mutlu, huzurlu ve her şeyden önce sağlıklı bir gün olması dileğimle
 
  • Hazine’nin 6 tahvil ihracına gelen düşük talep kafalarda soru işareti yarattı. İkincil piyasa faizleri ihaleler ardından yükselirken, 10 yıllık tahvilin bileşik faizi % 11,45 seviyesine yükseldi
  • İçerde zorlu geçen ihaleler, dışarda esen dolar rüzgarı, ABD ile yaşanan sorunlara her geçen gün yeni halkalar eklenmesi, Türk mali piyasalarında zayıf seyri ön plana çıkarıyor
  • Vize krizi, Türk bankalarına ceza kesebileceğine ilişkin haberler ve dün akşam CNN’e göre Adalet Bakanlığı heyetinin Washington gezisine ABD yönetiminin vize vermediği haberi Türk mali piyasalarında satışları hızlandırdı
  • USD/TL kuru, geçen haftalardan itibaren ön plana çıkardığımız 3,73 seviyesini dün akşam test etti. Ana yön yukarı olsa da, 3,73 – 3,75 bandında bir miktar dinlenme ön görüyoruz
  • Küresel piyasalarda ise olumlu hava korunuyor. Düşük faiz ortamı, kıpırdayan büyüme ve artmayan enflasyon hisse senedi piyasalarına akın etmeye devam ediyor
  • Dün akşam Amerikan hisse senedi endeksleri tarihi zirvesini bir adım daha yukarı taşırken; iyimserlik sabah Japonya cephesinde de sirayet etti. Gösterge endeks Nikkei 1996’dan bu yana en yüksek seviyede işlem görüyor
  • FED Başkanı konusunda ibre yeniden Prof. Taylor’e dönerken, ABD 10 yıllık tahvil faizleri de % 2,428 ile Mayıs 2017’den bu yana en yüksek seviyeye yükseldi (ABD faizlerinde yükseliş gelişmekte olan piyasalar için iyi bir haber değil)
  • Irak merkezi yönetimi ile müzakerelere başlama koşulu ile IKBY’nin referandum kararını dondurma teklifi, Türk mali piyasalarında mevcut satış baskısını hafifletebileceğini düşünüyoruz
  • Mali piyasaların gündeminde sabah saatlerinde Almanya’da açıklanacak IFO güven endeksi, İngiltere'de 3Ç GSYH büyümesi; günün ikinci yarısında ise ABD’de açıklanacak dayanıklı tüketim mal siparişleri takip edilecektir


Son dönemlerde ABD ile gerilen ilişkilere dün akşam bir yenisi daha eklendi. Müsaadenizle biraz geriye sararak başlayım. Hatırlanacağı üzere, çok uzaklara da gitmeye gerek yok, 25 Ağustos tarihinde, ABD’nin Jackson Hole kasabasında toplanan önde gelen merkez bankalarının bir araya geldiği toplantıda, gerek Avrupa, gerekse Amerika Merkez Bankası’ndan para politikası gidişatı ile ilgili olumsuz bir sinyal gelmemesine paralel, gelişmekte olan ülke para birimlerinin vermiş olduğu ağız sulandırıcı getiriye gözü kapalı atlayan yurtdışı yatırımcılar, USD/TL kurunda 3,4750 – 3,5250 bandını adeta törenle kırarak, kuru en düşük 3,3880 seviyelerine kadar itmişlerdi. Yabancının Ağustos sonu Eylül başı hamlesinin arkasında, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin de söz konusu günlerde % 2 seviyesine kadar gerilemesinin büyük payı olduğunu unutmamak gerekiyor. Lakin, risksiz faiz oranı olarak takip edilen ABD 10 yıllık devlet tahvil faiz getirisinin 8 Eylül tarihinde % 2,016 seviyesinden yukarı yönlü hareket etmesi ve kademeli bir şekilde dün akşam % 2,428 seviyesine yükselerek neredeyse son 6 ayın en yüksek seviyesine yükselmesi, gelişmekte olan ülke para birimlerini top yekûn baskı altına aldı. Özellikle, Türkiye - AB ilişkilerinde yaşanan gerilme, akabinde, ABD ile Suriye konusunda PYD/YPG özelinde yaşanan fikir aylık süreci, Zarrab davasında Halk Bank GMY’sinin ABD’de tutuklu olması, Ekonomi eski bakanı Çağlayan’ın davaya sanık olarak eklenmesi, birkaç hafta önce vize konusunun karşılıklı olarak askıya alınma kararı, bu hafta sonu patlak veren 6 Türk Bankasına İran yaptırımlarını deldiğini öne sürerek ABD’nin ceza kesebileceği (yalanlandı) ve dün akşam çeşitli temaslar için ABD’ye gitmek isteyen Adalet Bakanlığı heyetine vize çıkmadığı yönünde haberler (yalanlandı), Türk mali piyasalarında iyimser havayı alıp götürdüğü gibi, risklerin de yeniden hatırlanmasına neden oldu. Her ne kadar ciddi bir haber kirliliği olsa da, ABD – Türkiye ilişkilerinde gerilme, ya da, ana ihracat kapımız olan Almanya, Kuzey Irak ve ABD ile yaşanan sıkıntılar haliyle Türk mali piyasalarında satıcılı havayı da desteklemiş oldu. Ağustos sonu, Eylül başı Türkiye’nin yüksek faizine park eden fonların, artan siyasi ve jeopolitik risklere paralel TL’den çıkarak dövize sığınma talepleri son günlerde Türk mali piyasalarında yakalanan iyimser havanın, bu kadar yüksek faize rağmen sorgulanmasına neden oldu. 11 Eylül tarihinde 3,39 seviyesinin altına sarkan USD/TL kuru, geçen 6 haftalık sürede yukarda yazdığım ana faktörlerin ışığında yönünü yukarıya çevirerek (3,92 yolculuğunu bir kenara bırakıyorum) dün gece hızlı bir yükselişle 3,7590 seviyesini test etti. Dün güne 3,7050 seviyelerinde başlayan kurun, hazine ihalelerine gelen zayıf talebin de etkisi ile gün sonunda 3,73 olan ana hedefimizi test etmesi ardından, gece geç saatlerde ABD ile yaşanan yeni sorun nedeniyle 3,7590 seviyesini test etmesi ardından, haberin yalanlanmasına paralel bir kademe de olsa kayıplarını telafi ederek 3,73 - 3,7350 bandına oturduğunu görüyoruz. Hazine ihalelerine talep gelmemesi nedeniyle dün ikincil piyasada 10 yıllık bileşik faizin % 10,45 seviyesine yükseldiğini de not etmek gerekiyor. Haliyle, kur ve tahvil cephesinde yaşanan sıkıntılı süreç borsada sabah saatlerinde oluşan ılımlı alımların terse döndürerek, BIST100 endeksinin günü % 0,1 oranında düşüşle tamamlamasına neden oldu. 

 
İlk paragrafın tonu her ne kadar sıkıntılı olsa da, Dünya tarafında ise hava olumlu kalmaya devam ediyor. Makro ekonomik verilerin gelişmiş ülkelerden ılımlı büyümenin devam ettiğini teyit etmesi, düşük enflasyon ortamı ve beraberinde düşük faizler, hisse senedi piyasalarında akmaya devam ediyor. ABD'de vergi reformunun da büyümeye daha da destek vereceği beklentisinin desteğiyle dün akşam ABD borsaları geceyi yeni yükselişlerle tamamlarken, sabah iyimserlik Pasifiğin diğer ucuna da yansıdı. Seçimlerden zafer ile çıkan Başbakan Abe'nin gevşek para politikasını sürdüreceğine yönelik beklentilerin ışığında, Japon borsası Nikkei 17 gündür kesintisiz bir şekilde yükseliyor. Öte yandan, dün akşam itibarı ile FED’in yeni Başkanı olarak Taylor isminin kuvvet kazanması, ABD tahvil faizlerinde son 6 ayın zirvesi olan % 2,428 seviyesinin test edilmesine neden oldu. Dolar endeksinin de 94 seviyelerine temas ederek yükseliş eğiliminde olduğunun görüyoruz.
 

Sabah saatlerinde Türkiye piyasalarını olumlu etkileyebileceğini düşündüğümüz bir habere rastladık. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Irak merkezi yönetimine müzakerelere başlamak koşulu ile referandum kararını dondurma teklifinde bulunduğu haberi, bir süredir Türk mali piyasaları üzerinde olumsuz bit etki yaratan referandumun olumsuz etkilerini sınırlandırabileceğini düşünüyoruz. Bugünüm veri takviminde önemli satır başları bulunuyor. Sabah saatlerinde Almanya’da açıklanacak IFO güven endeksi; İngiltere’de 3Ç GSYH büyümesi ve günün ikinci yarısında ABD’de dayanıklı tüketim malı siparişleri takip edilebilir. USD/TL kurunda dün akşam kaydedilen 3,7590 seviyesi kısa vadede bir zirve olabileceğini düşünüyoruz. Teknik anlamda güçlü bir seviye olan 3,73 – 3,75 aralığında bir miktar soluklanmaya olanak tanıyoruz. Kur cephesinde ana yönün yukarı olduğu görüşümüze sahip çıkmaya devam ediyoruz. Özellikle, yıl sonu etkisinin Kasım başı hissedilmesi ve pozisyon kapama isteği ile USD/TL cephesinde bir sonraki hedef 3,81 seviyesi olacaktır.
 

Emre Değirmencioğlu (@emredegirmenci5)
Grup Müdürü • Group Manager
Hazine Bölümü • Treasury Department
Yasal Uyarı: Bu e-postada yer alan yorumlar, kişisel bilgi ve tecrübelere dayanarak ve/veya güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır. Bu yayındaki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan, her ne surette olursa olsun kullanımı olumsuz etkileyecek her türlü sonuçtan dolayı Kıbrıs İktisat Bankası Ltd. ve ayrıca her ne nam altında olursa olsun her ne akitle bağlı olursa olsun her türlü çalışanı ve bu yazının yazarı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz ve/veya bu bilgiler, hiçbir surette gönderenleri ilzam etmez ve/veya sorumlu kılmaz. Kullanan ancak kendi bilgi, inisiyatif ve değerlendirmesi ile hareket etmelidir.