Günlük Piyasa Bülteni

Hazine Bölümü'müzün tecrübe ve birikiminden yola çıkarak Günlük Piyasa Analizleri yapılmakta ve siz değerli yatırımcılar ile paylaşılmaktadır.

Günlük hazırlanan bültenleri otomatik almak için Ad Soyad ve e-Posta adresinizi girerek "BÜLTENE KAYIT OL" demeniz yeterli.

İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 12/10/2017

  • ABD – Türkiye ilişkilerinde yaşanan gerilme büyük resimde devam ederken, dün ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Bass’ın tansiyon düşürücü açıklamaları piyasaları olumlu etkiledi

  • Gece geç saatlerde açıklanan FED’in bir önceki toplantısına yönelik tutanaklar da iyimserliği destekledi 

  • FED’in bazı üyelerinin de faiz artırımları ile ilgili kaygılarını dile getirmesi, doların elini zayıflattı
     
  • Bu minvalde, küresel piyasalarda bol likiditenin getirdiği riskleri görmeme isteği dün de devam etti 

  • ABD borsaları geceyi yeni rekorlarla tamamlarken, vize sorununun çözüleceği beklentisi ile Türk Mali piyasaları da rahatlamaya başladı
     
  • Pazar gecesi 3,60 – 3,92 hareketi yapan USD/TL kuru, bu sabah iyimser havanın yardımı ile 3,63’lü seviyelere geriledi 

  • Vize krizine yönelik gelecek olası yapıcı açıklamalar kadar, yarın ABD’de açıklanacak TÜFE enflasyonu da piyasaların geneline yön verecektir 
  • Güçlü bir enflasyon seti, FED’in faiz artırımını destekleyerek iyimser havayı sekteye uğratabilir

> Piyasa Özeti ve Yorumu

Türk mail piyasalarında patlak veren vize krizinin yankıları, ilk şokun atlatılması ardından yerini daha temkinli bir seyre terk etmeye başladı. Pazar gecesi panik tarzı işlemlerin de yardımı ile dakikalar içinde 3,60’lı seviyelerden 3,92’ye varan bir yükseliş kaydeden USD/TL kuru, birden fazla sebebin devreye girmesi ile yerine daha mantıklı bir fiyatlamaya terk etti. Bir kere peşin olarak söylemek gerekir ki, kurun Ağustos ayında 3,50 seviyesini adeta törenle aşağıya geçmesi ardından 3,3890 seviyesine varan yolculukla yüklü döviz alan yurtiçi yerleşikler, Pazartesi sabahı kuru birden 3,74 seviyelerinde bulunca, satışa geçerek dengeleyici bir unsur teşkil etti. Bu satışları bir kısmı da, bireysel müşterilerin getiri elde etmek adına çift para birimli opsiyon işlemlerinin (DCD – Dual Currency Deposit) taahhüt edilen fiyatlardan zorunlu olarak satılması ile gerçekleşti. İkinci faktör ise, piyasa kulislerinden akan bilgiye göre, Türkiye’de büyük bir kamu bankasının hafta başından beri hep satıcı tarafta olması kurun daha da yukarılar gitmesini engelledi. Üçüncü faktör ise, yaşanan ilk şok ardından borsanın 100bin psikolojik seviyesinin altında gelmesi veya Türkiye’nin 10 yıl vadeli gösterge bileşik faizinin yılbaşından bu yana ilk defa % 11,60 seviyelerine kadar yükselmesini fırsat gören, kaynar para olarak adlandırdığımız hedge fonların döviz satıp, ucuzlayan hisse senetleri veya getirisi artan / fiyatı düşen tahvillere olan ilgisi olarak ön plana çıktı. Akabinde, Büyükelçi Bass’ın dün veda toplantısında, Türkiye ile köklü ilişkileri sarsmak istemediklerini lakin konsolosluk çalışanın göz altına alınmasında kendilerine bilgi verilmemesi nedeniyle yaşanan sıkıntılardan söz ederek, vizelerin askıya alınma kararını Beyaz Saray ve ABD Dışişleri ile birlikte verdiklerini söylese de, üslubunda dikkatli ve yapıcı tonu piyasalarda zaten dinmekte olan “ateşi” bir kademe daha söndürdü. Türkiye ile ABD arasında her ne kadar “müttefik” kelimesi her daim önde olsa da, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ABD, Türkiye’nin Almanya, İngiltere, Irak ve İtalya’dan sonra en fazla ihracat yaptığı 5. ülke. Benzer bir şekilde, Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ülkelere de bakarsak, ABD, Çin, Almanya ver Rusya’yı takiben 4. sırada yer alıyor. Bunu yanı sıra, Türkiye’de 1,702 adet ABD sermayesine sahip şirketi var. Öte yandan, İngiltere’den sonra, Türk öğrencilerin en yoğun eğitim gördüğü ülke ABD olarak görülüyor. 2015-2016 akademik yılında yaklaşık 11bin öğrencinin ABD’de eğitim gördüğü rakamına rastlıyoruz. Sermaye piyasalarında ABD emeklilik fonu gibi “ılık” portföy yatırımları veya, doğrudan yatırım gibi “soğuk” yatırımların Türkiye’de kuvvetle muhtemel 50 milyar dolar civarında olduğu konuşuluyor. Her ne kadar bu rakamlar, her iki ülke arasında köklü bir ekonomik ve askeri işbirliği olduğuna işaret etse de, ABD- Türkiye ilişkilerinde son yıllarda görülen yıpranma da gözden kaçmıyor. Dün bu bağlamda gözümüze ilginç bir nokta takıldı. Borsa Istanbul’un lokomotif hisse senedi THY, vize krizinin patlak vermesi ardından % 11 değer kaybeden ve 8,27 seviyelerine kadar gerileyen hisse fiyatı, son iki gündür tansiyonun birkaç kademe azalması ile yeniden 9 fiyat seviyesine kadar yükselerek kayıplarını % 8 oranında telafi etti. Öte yandan, Halk Bankası hisse senedinde ise, değer kayıplarının devam ettiğini görüyoruz. Bu iki hisse senedinin fiyat davranışı bizlerde şu hissiyatı uyandırıyor. Vize sorunu karşılıklı atılacak adımlar ile bir noktada çözülecek olsa da, ABD’de tutuklu olan Halk Bank GMY Atilla ve İran yaptırımlarını delmekle suçlanan Zarrab’ın dolaylı yoldan önümüze yeni bir sıkıntı olarak gelebileceğine işaret ediyor. Her ne kadar vize sorunun çözülebileceğine yönelik inanışlar olsa da, görülen o ki Türkiye - ABD ilişkilerinde kırılan testinin tamiri pek kolay olmayacak gibi görünüyor.
 
Dün Büyükelçi Bass’ın göreceli tansiyon düşürücü açıklamaları ardından güne 3,70 seviyesinin üzerinden başlayan USD/TL kuru, günün ikinci yarısında 3,66 seviyelerine kadar gevşeyerek gece geç saatlerde açıklanacak FED’in bir önceki toplantısının tutanaklarını bekledi. Tutanaklarda piyasaları rahatsız edecek bir ibare görülmedi. Hatta piyasaların üzerinde oturdukları ucuz, uzun vadeli ve bol likiditenin yarattığı körlükle, tutanaklar arasından cımbızla en zayıf ibareleri alarak iyimser tarafta kalmayı yeğlemiş. Her ne kadar Aralık ayı faiz artırımı artık cepte görülse de ve fiyatlara yansımış olsa da, tutanaklarda iki FED Başkanı’nın faiz artırım süreci ile ilgili olarak enflasyon konusunda daha fazla kanıt görmek istedikleri minvalinde ibareler, doların bir miktar daha değer kaybetmesine neden olmuş. Dolar endeksinin gevşemesi veya EUR/USD paritesinin Katalonya stresini de üzerinden atması ardından tekrar 1,1980 seviyesine dayanması ile USD/TL kuru da, 3,66 seviyelerinden gevşeyerek sabah erken saatlerde 3,6360 seviyelerine kadar gerilediğini görüyoruz. FED tutanaklarının yumuşak tarafını görmek isteyen piyasalar, doları zayıflatarak “irrasyonel coşkunun” da devam etmesine neden olmuş. ABD borsalarının geceyi yeni rekorlarla tamamlaması ardından sabah saatlerinde Asya piyasalarında da ılımlı bir seyir var. Piyasalar, açıkça şunu fiyatlıyor: ABD cephesinde kuvvetli bir enflasyon rakamı görmeden, FED’in önümüzdeki sene öngördüğü ölçüde 3 kez faiz artıramayacağını düşünüyor. Bu minvalde, geride bıraktığımız senelerde her daim piyasanın haklı çıkması ardından piyasaların yine haklı çıkabileceği beklentisi ile iyimserliğin devam etmesi olası duruyor. Bugün ABD’de açıklanacak üretici enflasyonu; yarın ise tüketici enflasyonu piyasaların seyrini tayin edecektir. Enflasyonun, tıpkı istihdam raporunun alt kalemlerinde olduğu üzere yüksek çıkması durumunda, özellikle Türk mali piyasalarında yaşanan son iki gündür iyimserliğin sekteye uğrayabileceğini düşünüyoruz. Unutulmamalıdır ki, hava iyi olduğunda riskler görmezden gelinirken, hava sıkıntılı olduğunda işin rengi çabucak değişebiliyor. Tıpkı, Pazar akşamı USD/TL kurunun kısa bir zaman diliminde 3,60 – 3,92 hareketi yapabildiği gibi. Görüleceği üzere, kırılganlık oldukça yüksek. Piyasalar sorunun çözülebileceğine inansa da, ABD-Türkiye ilişkilerinde yaşanan tahribatın nereye uzanabileceğini henüz kestiremiyoruz. Temkinli stratejinin elden bırakılmaması gerektiğini düşünüyoruz.

 
>GBP/USD paritesinde 1,3260 seviyesinin üzerinde alımların ivme kazanacağını düşünüyoruz  (grafiği büyütmek için üzerine tıklayabilirsiniz)
 
Artan enflasyona karşı tahammül sınırı zorlanan ve Kasım ayında faiz artırım heyecanı ile süratle 1,3660 seviyesine yürüyen GBP/USD paritesi; Başban May’ın kendi partisi içinde zayıf halka olarak görülmesi, geçen haftalarda istifasının gündeme gelmesi ardından tırmanan siyasi belirsizlik, Sterlin cephesinde satışların 1,3030 seviyesine kadar devam etmesine neden oldu. May’ın Brexit konusunda AB ile anlaşılmaması durumunda alternatif senaryolar üzerinde durduğunun görülmesi ve  bu konuda meclisin desteğini de alması, GBP/USD paritesinde alımları yeniden destekledi. Doların da zayıfladığı bir ortamda, Sterlin’in 1,3260 seviyesinin üzerine yerleşmesi durumunda, sırası ile 1,3362 ; 1,3466 ve 1,3570 seviyelerini hedefleyeceğini düşünüyoruz.  
1510906400643774f517bb75a72fb83c43e57b1e47_1_1200.jpg
 Kaynak: Reuters

Emre Değirmencioğlu (@emredegirmenci5)
Grup Müdürü • Group Manager
Hazine Bölümü • Treasury Department
Yasal Uyarı: Bu e-postada yer alan yorumlar, kişisel bilgi ve tecrübelere dayanarak ve/veya güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır. Bu yayındaki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan, her ne surette olursa olsun kullanımı olumsuz etkileyecek her türlü sonuçtan dolayı Kıbrıs İktisat Bankası Ltd. ve ayrıca her ne nam altında olursa olsun her ne akitle bağlı olursa olsun her türlü çalışanı ve bu yazının yazarı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz ve/veya bu bilgiler, hiçbir surette gönderenleri ilzam etmez ve/veya sorumlu kılmaz. Kullanan ancak kendi bilgi, inisiyatif ve değerlendirmesi ile hareket etmelidir.