Günlük Piyasa Bülteni

Hazine Bölümü'müzün tecrübe ve birikiminden yola çıkarak Günlük Piyasa Analizleri yapılmakta ve siz değerli yatırımcılar ile paylaşılmaktadır.

Günlük hazırlanan bültenleri otomatik almak için Ad Soyad ve e-Posta adresinizi girerek "BÜLTENE KAYIT OL" demeniz yeterli.

İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 10/01/2018 – Pazartesi

  • Küresel mali piyasalardaki iyimserlik sürse de, bir miktar bozulma sinyalleri almaya başladık 
  • Gerek hisse senedi endekslerinin gelmiş olduğu nokta, gerek ABD tahvil faizlerinin (son 10 ayın zirvesi) enflasyon fiyatlaması, gerekse Brent cinsi petrolün (son 3 yılın zirvesine) yükselmesi, piyasaları alarma geçirdi 
  • Bu bağlamda, yıla süper iyimser ve tam gaz risk iştahı ile başlayan küresel mali piyasalar, ABD tahvil faizlerinin gölgesinde bir seyir izlemeye başlarken, gözler ABD’de açıklanacak enflasyon verilerine çevrildi 
  • Her ne kadar dün bültenimizde tam olarak yer vermesek de, Japonya Merkez Bankası’nın da piyasaları hafiften tedirgin eden hamlesi de ABD faizlerini yukarıya çekti 
  • USD/TL kuru son günlerde 3,73 – 3,75 aralığındaki kararsızlığına son vererek 3,78 seviyesine hızlı bir yükseliş kaydetti. İyimser havanın desteği ile 3,73 seviyesinin altında doğru beklentimiz şimdilik gerçekleşmedi 
  • Yukarda da değindiğim üzere, piyasaların seyrini, haftanın son 2 iş gününde açıklanacak ABD enflasyon verileri belirleyecektir. Güçlü bir enflasyon mevcut satıcılı havayı pekiştirebilir 
  • Suriye cephesinde sular yeniden ısınmaya başladı. Dün akşam Rus ve İran büyükelçilerinin Dışişleri’ne çağrıldığı bilgisini de not edelim
 
Son dönemlerin ana teması olan iyimserlik, dün itibarı ile yerini bir miktar da olsa temkinliliğe terk etti. Gözü kararmış bir şekilde sanki enflasyon hiç gelmeyecekmiş gibi hisse senedi piyasalarına hücum eden yatırımcılar, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin (yılı % 2,40 seviyesinde kapaması ardından) dün hızlı bir şekilde % 2,57 seviyesine yükselerek son 10 ayın zirvesine tırmanması ile, doların da tekrar değer kazandığına şahit olduk. Her ne kadar hisse senedi piyasalarında yarın yokmuşçasına girilen pozisyonların altı tam olarak boş olmasa da (düşük enflasyon, artan şirket karları ve devam eden merkez bankası desteği şirketler değerlemelerini ve temettüleri yukarı çekiyor) ABD tahvil faizleri açık bir şekilde yaklaşan enflasyonu fiyatlamaya başladı. Dün aslında ABD tahvil faizlerinde yükselişi bir miktar da olsa Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) kararının da etkilediğini görüyoruz. Enflasyon yaratmak adına çok ciddi bir tahvil alımı gerçekleştiren BOJ, 10 yıllık tahvil faizlerini % 0,10 seviyesinin altında tutmayı hedefliyor. BOJ’un dün uzun vadeli tahvil alımlarında azaltmaya gitmesi, acaba önde gelen merkez bankalarından biri daha mı normalleşmeye başlıyor heyecanı yaratarak piyasalarda yankı buldu. Küresel büyümenin bir diğer göstergesi ve enflasyon belirleyicisi olarak görülen petrol fiyatlarının da (brent) son 3 yılın zirvesi olan 70 dolara geldiğini not etmek gerekiyor. Her ne kadar küresel ekonomide başlayan büyüme teması, ABD’de 1,5 trilyon dolar bütçe açığı verecek olan vergi reformu enflasyona mutlak surette katkı koyacak olsa da, söz ettiğimiz bu denklemin hayata geçmesi için yılın ikinci çeyreği ve yılın ikinci yarısını bekliyorduk. Dün itibarı ile ABD tahvil faizlerinde görülen yükselişin devam ediyor olması, beklentilerin bir miktar da olsa öne çekildiğine işaret ediyor. Bizler de mevcut gelişmelere paralel modumuzu iyimserden temkinliyi çeviriyoruz. Halen daha küresel risk iştahının devam ettiğini göz ardı etmiyoruz. Söz konusu gelişmeleri top yekun geri dönüş sinyali olarak da algılamıyoruz. Bu minvalde, gelinen seviyeleri riskli pozisyonları hafifletmek (döviz alma ihtiyacı) için gelinen seviyeleri mantıklı bulmuş, uzun pozisyon için ise (TL’den dövize dönme) 3,6850 – 3,7315 aralığını hedef göstermiştik. Bu beklentilerimiz şekillenmesi için bu hafta açıklanacak ABD enflasyon verilerini yakından takip edeceğiz. Her ne kadar mevcut likidite koşullarının (bu kadar büyük bir geminin) hızla manevra yapmasını veya rota değiştirmesini beklemesek de, hisse senedi piyasalarında anlamlı bir kar satışına da hazırlıklı olunması gerektiği yönündeki görüşümüzü koruyoruz. Nasıl olmasa enflasyon gelmiyor su akarken testiyi doldurmaya devam edelim yönündeki yatırımcı algısının kalıcı bir durma işaret etmediğini dün bir kez daha (ilk sarsıntıda) görmüş olduk.

Bugüne döndüğümüzde ise veri gündeminin göreceli hafif olduğunun görüyoruz. İngiltere’de açıklanacak sanayi üretim verileri sabah saatlerinde takip edilebilir. Yukarda da değinmeye çalıştığımı üzere, her ne kadar risk iştahı devam ediyor olsa da, gerek ABD faizlerinde görülen yükseliş, gerekse petrolün varil fiyatının 70 dolar seviyesine yükselmesi ile çanlar bir miktar da olsun çalmaya başladı. Söz konusu iki göstergede yükselişin devam etmesi durumda, doların değer kazanması, risk iştahının azalması kaçınılmaz olarak devam edebilir. USD/TL kurunda 3,7315 seviyesi bulutun dibi olarak test edildi. Mevcut küresel ılımlı havada ve içerde artan AB ile diplomasi çabalarında daha da aşağı seviyelerin görülebileceğine inanmıştık. Bu bağlamda, teknik anlamda 3,38’lerde başlayan ve 3,98’e varan yükselişte 3,6850 seviyesinin iyimserliğin devamı durumunda aşağılarda hedeflenebileceğinden söz etmiştik. Döviz alma ihtiyacı içinde olan yatırımcıların risklerini hafifletmesini; hedeflediğimiz seviyeye doğru yolculukta ise orta vadeli risklere karşı portföylere döviz eklenmesi yönündeki görüşümüzün devam edip etmeyeceği için Perşembe ve Cuma günü açıklanacak ABD enflasyon verilerini bekleyip, daha net bir yön çizeceğiz.

ABD 10 yıllık tahvil faizleri son 10 ayın zirvesine yükseldi

Son dönemlerde ABD ekonomi ve küresel ekonomide ivmelenen büyüme, istihdamın dolu dizgin devam etmesi ve beraberinde FED’in bilanço küçültmesi ve elbette vergi reformunun yaratacağı 1,5 trilyon dolar açık beklentisi, kendisini ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde göstermeye başladı. 1980’li yıllardan bu yana gelen düşüş trendinin kırılmaya veya ihlal edilmeye başladığını görüyoruz. Her ne kadar yılın ikinci yarısının zorlu geçmesini beklesek de, içinde bulunduğumuz yılın ilk günlerinde ağır basan risk iştahı nedeniyle kuvvetli bir satış baskısını da beklemediğimizi belirtmiştik. Son günlerde, kontrol altında seyreden enflasyon, devam eden büyüme, düşük enflasyon nedeniyle artan şirket karları ve elverişli ortamın yarattığı hisse senedi rallisi korunmaya devam etse de, enflasyon beklentilerinde başlayan yükseliş, beklentilerin erkene çekildiğini gösteriyor. Aşağıdaki grafikten de görülebileceği üzere, 1980’li yıllardan beridir devam eden düşüş trendi, yavaş yavaş sorgulanmaya başladı. Her ne kadar ABD’ye yarın açıklanacak ÜFE ve devamında Cuma günü TÜFE rakamları belirleyici olacak olsa da, % 2,70 seviyesinin üzerinde doğru bir yükseliş, piyasalarda paniğin pimini çekebilir. Böyle bir fiyatlama, ABD dolarının pek çok enstrümana ve başta kendi içerisinde riskler barındıran ve dış sermaye ihtiyacı içinde olan gelişmekte olan ülke para birimlerini başına çorap örebilir.
 
1515570651576347be337fa29aca8e99f23b744109_1_1200.jpg
Kaynak: Reuters

 
Brent cinsi petrolün varil fiyatı son 3 senenin zirvesine yükseldi (70 dolar/varil)

15155706522582407815d77732f10dd1aa8faf1727_2_1200.jpg  
Kaynak: Reuters

 
USD/TL kurunda bulutun dibinden dönen USD/TL kuru, daha aşağılara gidemedi

Dışarda artan risk iştahı, içerde ise ABD ile ilişkileri tamir bağlamında artan diplomasi trafiğine paralel iyimser bir görünüme geçen ve bulutun dibine kadar gevşeyen USD/TL kuru, 3,7315 – 3,7550 seviyeleri arasında son günlerde kaydettiği kararsız seyir ardından, yukarda da görüleceği üzere bir tarafta küresel piyasaların barometresi olarak takip edilen ve risksiz faiz oranı olarak görülen ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin son 10 yılın zirvesine yükselmesi ardından, yönünü yukarı çevirmek suretiyle 3,78’li seviyeleri test ediyor. Teknik manada 55 günlük ortalamaların geçtiği 3,7924 ilk etapta test edilebilir. Kurun yönü açısından seyrini, ABD’de Perşembe ve Cuma günü açıklanacak sırası ile ÜFE ve TÜFE enflasyonu belirleyecektir. Enflasyonun ivme kazandığı emarelerinin kuvvetlenmeye başlaması durumunda, ABD dolarında değer kazançlarının sertleşebileceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda yukarda yeniden 3,82 / 3,84 seviyeleri gündeme gelebilir

1515570653bfc723b7962420a4ebc5a1aee29411fe_3_1200.jpg
Kaynak: Reuters


Emre Değirmencioğlu (@emredegirmenci5)
Grup Müdürü • Group Manager
Hazine Bölümü • Treasury Department
Yasal Uyarı: Bu e-postada yer alan yorumlar, kişisel bilgi ve tecrübelere dayanarak ve/veya güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır. Bu yayındaki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan, her ne surette olursa olsun kullanımı olumsuz etkileyecek her türlü sonuçtan dolayı Kıbrıs İktisat Bankası Ltd. ve ayrıca her ne nam altında olursa olsun her ne akitle bağlı olursa olsun her türlü çalışanı ve bu yazının yazarı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz ve/veya bu bilgiler, hiçbir surette gönderenleri ilzam etmez ve/veya sorumlu kılmaz. Kullanan ancak kendi bilgi, inisiyatif ve değerlendirmesi ile hareket etmelidir.