Günlük Piyasa Bülteni

Hazine Bölümü'müzün tecrübe ve birikiminden yola çıkarak Günlük Piyasa Analizleri yapılmakta ve siz değerli yatırımcılar ile paylaşılmaktadır.

Günlük hazırlanan bültenleri otomatik almak için Ad Soyad ve e-Posta adresinizi girerek "BÜLTENE KAYIT OL" demeniz yeterli.

İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 02/02/2018 – Cuma

  • Ilımlı seyreden enflasyon, devam eden merkez bankaları desteği, kuvvetli seyreden küresel büyümenin bir neticesi olarak hisse senedi piyasalarında coşkulu yükseliş devam ediyor 
  • Lakin, kuvvetli büyümenin enflasyonu getireceği beklentisi ile borçlanma maliyetlerinin de yükseldiğinin altını çizmek gerekiyor 
  • Amerikan 10 yıllık tahvil faizi % 2,80’e yükselirken (neredeyse son 4 senenin) ; Alman’da ise faizler % 0,73 ile son 2 yılın en yüksek seviyesinde 
  • Büyümenin artması ile kuvvetlenen risk iştahının, artan faiz maliyeti ile (finansman) bir kademede de dengelemesi gerekirdi ama korelasyonun koptuğunu görüyoruz 
  • İrrasyonel coşku da bu olsa gerek. Faiz hadleri yukarı giderken, hisse senetlerinde ise alımlar daha da kuvvetleniyor 
  • Risk iştahına paralel, dolar sat ne varsa al yaklaşımı ile doların değerini gösteren endeks (DXY) son 3 yılın (38 ayın) en düşük seviyesine geriledi 
  • Orantısız iyimserliğe paralel, doların zayıflığı ile içerde USD/TL kuru da bir kez daha 3,72 - 3,73 bandına geriledi  
  • Dolar cephesinde zayıflığa paralel USD/TL kuru göreceli düşerken, EUR/TL 4,68 ; GBP/TL 5,34 ile tüm zamanların zirvesine yükseldi
  • Bugün her ayın ilk Cuması olduğu üzere, ABD’de resmi istihdam raporunu takip edeceğiz 
  • Manşet istihdam artışı (+184 bin) ve işsizlik oranından (% 4,1) olması beklenirken; piyasalar raporun alt kalemi olan ortalama kazançlar verisine (enflasyon göstergesi yıllık + % 2,6) odaklandı 
  • Enflasyonist baskıya işaret edecek olası bir veri, doları 38 ayın diplerinden alabilir. Zayıf gelecek bir veri ise, irrasyonel coşkuda iyimserliği daha da perçinleyebilir 
  • Not: 1 hafta dinlenmek için affınıza sığınıyorum. Bültenlerimize kısa bir ara verip, enerji toplayıp tekrar kaldığımız yerden devam edeceğiz
Küresel mali piyasaları uzun bir süredir sürükleyen ana temanın ılımlı enflasyon, devam eden merkez bankası desteği (bol ve göreceli ucuz ve uzun vadeli para) ve son yılların en iyi büyümesine imza atacak ekonomik aktivitesi olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Lakin bu söylemin enflasyon ile olan kısmında hava biraz da olsun değişmeye başlıyor. ABD Merkez Bankası FED’in tahvil alım programında alıcı konumunu terk etmesi, Çin’in ABD tahvil alımlarında isteksizliği, ABD vergi reformunu yaratacağı bütçe açığı ve beraberinde enflasyonist baskı, Trump’ın bir sonraki adımının devasa alt yapı yatırımları olacağı (ilave enflasyon) ve tüm bunların kombine etkisi olarak ABD tahvil faizlerinde görülen yükseliş eğilimi, hisse senedi rallisi veya daha basit bir yaklaşımla risk iştahını bir nebze de olsun azaltmaya yetmemiş. Halbuki, faiz oranlarında yükseliş, şirketlerin finansman yükünü yukarıya iterek gelecekte nakit akışlarını belirler ve şirket karlılığını ve dolayısıyla fiyatını aşağıya çeker. Bu bakış açısı ile, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin neredeyse son 4 yılın, Almanya tahvil faizlerinin son 2 yılın, İngiltere faizlerinin ise son 1,5 yılın zirvesine yükselmesine rağmen, risk iştahında herhangi bir kesinti görmüyoruz. Daha da somutlaştırmak gerekirse, yaklaşan enflasyonun bir göstergesi olarak,

ABD’de dün açıklanan imalat sanayi ISM raporu da enflasyonun yaklaşmakta olduğunun sinyalini vermesine rağmen, piyasalarda umursamaz bir hal var. Öyle ki, paranın fiyatını belirleyen ana unsur faiz oranı ise, ABD’de faizlerin yukarı gitmesine rağmen, ABD doları değer kaybetmeye devam ediyor. Dün 88 seviyelerine gerileyen Doların 6 para birimine karşı değerini gösteren sepet kur, kafalarda soru işareti yaratıyor. Dolar sat, hazır risk yokken ne bulursan al yaklaşımı, ister istemez irrasyonel bir coşkunu yaşanmasına neden oluyor.

İçerde ise hava yurtdışı iyimserliğe ayak uydurmuş durumda. Sadece USD/TL kuruna bakan bir kişi, USD/TL’nin yeniden 3,72-3,73 bandını test ettiği dün günün geç saatlerine göre şöyle bir yargıya varabilir: Türk Lirası değer kazanıyor! Lakin, EUR/TL ve GBP/TL kurları sırası ile 4,68 ve 5,34 ile tüm zamanların zirvesine yükseldi. TL’nin döviz sepetine karşı değerini ölçen sepet kur, halen daha tüm zamanların zirvesine yakın seviyelerde salınıyor (TL’de anlamlı bir değerlenme göremiyoruz). Öte yandan, Borsa cephesinde ise 120binli rekor seviyeleri etrafında salınım devam ederken, son günlerde tahvil cephesinde sınırlı da olsa alınların devam ettiğini not etmemiz gerekiyor. 

Bugün takvim anlamında önemli bir gün. ABD’de her ayın ilk Cuması olduğu üzere, 15:30’da açıklanacak resmi istihdam verileri önemle takip edilecektir. Açıklanacak raporun içerisinde piyasaların en çok dikkatle takip edeceği veri yıllık olarak % 2,6 artması beklenen ortalama ücret artışı olacaktır. Verinin beklentileri aşması, daha doğrusu enflasyonun güçlendiğine yönelik ip uçları, doların kuvvetsiz seyrine set çekebileceğini düşünüyoruz. Mevcut olumlu piyasa ortamı ve miyop bakış açısına sahip piyasalarda  hakim olan irrasyonel coşkuya paralel, sebep sonuç ilişkisi bozulması ile 2+2’nin 4 etmeyebileceğine, bugün günün ikinci yarısında şahitlik edebiliriz. 

Son günlerde bültenimizde, ister istemez abartılı gördüğümüz hatta FED’in efsanevi başkanı Greenspan’ın söylemi olan “irrasyonel coşku” anlatmaya çalışıyoruz. Temel olarak baktığımızda, tahvil faizlerinde görülen yükseliş, hisse senedi piyasalarında var olan aşırı iyimserliği bir noktada frenleyeceği ve piyasaların daha dengeli bir patikaya oturması gerektiğini düşünüyoruz. Unutmamalıyız ki, her yükselişin bir düşüşü de olacaktır. Fiyat seviyesi aynı momentum ile sonsuz kadar devam etmez. Bu noktadan hareketle, pek çok finansal enstrümanı analiz ettiğimizde, hedge amacı ile yapılan türev işlemlerinin azaldığı fakat spekülatif türev işlemlerinin rekor seviyelere ulaştığı, dünya hisse senedi piyasalarının piyasa değerinin, dünya ekonomisinin GSMH’nın üzerine çıktığı, piyasaların hiçbir riski görmeden dolar satıp getiri peşinde koşmasını yaklaşan bir riskin habercisi olarak görüyoruz. Elbette rüzgara karşı durulmuyor. Bu kadar iyimserliğin yaşandığı bir ortamda, Türk mali piyasalarının da yeteri kadar nemalanamaması, kurun değerlenmemesi, üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Risk iştahının hemen kesilmesini beklemek doğru olmayabilir. Lakin, pek çok göstergede şişkinlik izlenimi var bunun da ciddi bir düzeltmeyi beraberinde getireceğini düşünüyoruz. Döviz alım ihtiyacı içinde olan yatırımcıların 3,68 – 3,75 geniş bandının içerisinde risklerini hafifletmeleri, akıllıca bir yatırım davranışı olacaktır.

ABD’de faizler yükselmeye devam ediyor. Piyasalarda ise irrasyonel bir coşku var (ikilem var)
 
Küresel büyüme teması, artan şirket karları, ılımlı seyreden enflasyona binaen hisse senedi rallisi oldukça kuvvetli. Lakin finansman maliyetleri de artıyor!

Hisse senedi piyasalarında abartılı yükseliş, FED’in tahvil alımında alıcı konumdan çıkması, Çin’in ABD tahvil alım isteksizliği, ABD vergi reformunun yaratacağı bütçe açıkları ve bunları kombine etkisi ile yılın ikinci çeyreğinde görmeye başlayacağımız enflasyon artışı, ABD verim eğrilerinde fiyatlanmaya başladı. 

Emre Değirmencioğlu (@emredegirmenci5)
Grup Müdürü • Group Manager
Hazine Bölümü • Treasury Department
Yasal Uyarı: Bu e-postada yer alan yorumlar, kişisel bilgi ve tecrübelere dayanarak ve/veya güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır. Bu yayındaki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan, her ne surette olursa olsun kullanımı olumsuz etkileyecek her türlü sonuçtan dolayı Kıbrıs İktisat Bankası Ltd. ve ayrıca her ne nam altında olursa olsun her ne akitle bağlı olursa olsun her türlü çalışanı ve bu yazının yazarı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz ve/veya bu bilgiler, hiçbir surette gönderenleri ilzam etmez ve/veya sorumlu kılmaz. Kullanan ancak kendi bilgi, inisiyatif ve değerlendirmesi ile hareket etmelidir.